Bizi Takip Edin!
WHATSAPP DESTEK HATTI

PİEZO BURUN ESTETİĞİ

Burun estetiği(rinoplasti) operasyonu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça rağbet gören bir operasyondur. Burun estetiği için yaygın olarak kullanılan birbirinden farklı birkaç teknik vardır. Bu tekniklerin başında ise Piezo burun estetiği gelmektedir. Piezo yöntemi özellikle estetik cerrahinin kendini yenilemesinin ve teknoloji ile olan bağının bir kanıtıdır. Teknolojinin tıp alanına entegrasyonu ile cerrahi işlemleri kolaylaştıracak yöntemler icat edilmiştir. Piezo da bu yöntemlerin başında gelmektedir.

Piezo Burun Estetiği Nedir?

Piezo cerrahisi; 1980’li yıllarda İtalyan cerrahlar tarafından geliştirilmiş olup, kemik kesme ve şekillendirme teknikleri arasında devrim niteliği taşıyan bir yöntemdir. Piezo cerrahisinin temelinde yatan mekanizma, kemiklerin 3 boyutlu ses titreşimleriyle kesilmesi ya da şekillendirilmesidir. Piezo sistemi deri ve kıkırdaklara zarar vermeden oldukça ince bir şekilde burun kemiğinde kesme ve şekillendirme yapmamıza izin veren ve ses dalgalarıyla çalışan bir cihazdır.

Yeni geliştirilen başlıkları ile burun estetiğine çok uygun hale getirilmiş net ve ince kemik kesimleri ve törpülemeleri yapmamıza olanak sağlayan bir teknolojidir.

Piezo Burun Estetiğinin Avantajları Nelerdir?

Piezo cihazı vasıtasıyla burun estetiği ameliyatlarında kemik iyileşmesi yüksek oranında eski yönteme göre daha hızlı iyileşme olanağı sağlamaktadır.

Burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı sonrası dönemde hasta açısından en önemlisi daha az şişlik ve morluğa yol açarak hastalara sorunsuz bir iyileşme süreci sağlamaktadır.

Piezo cerrahisinde, hastaların ameliyat öncesi endişe duydukları ameliyat göz çevresi morluklarına neredeyse rastlanmamaktadır. Ayrıca Piezo ile burun kemiklerini kontrollü bir şekilde kesilebildiği için istenmeyen kırık hatları oluşmamakta bu sayede kemiklere istenilen şekil verilebilmektedir.

Piezo Cerrahisinde Morluk Olmamasının Sebebi Nedir?

Piezo cerrahisi sadece kemik dokuya seçici olduğundan işlem sırasında kesme ve şekillendirme sadece kemik dokuda oluşmakta yumuşak dokuda ve damarlarda bir hasar meydana gelmediği için kanama da minimum seviyede olmaktadır. Yumuşak doku ve damar hasarı olmadığı için ameliyat sonrası morluk ve şişlik yok denebilecek kadar az olmasının yanı sıra kişiler günlük yaşantısına erkenden dönebilmektedir.